Konut Satışları Düşerken, Konut Stoğu da Hızla Artmaya Devam Ediyor.

Konut Satışları Düşerken, Konut Stoğu da Hızla Artmaya Devam Ediyor.


        Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) 25 Nisan 2019 tarihinde yaptığı toplantı sonrasında faizleri değiştirmeyerek, %24 oranında sabit tuttu.
 
        Kurul tarafından; enflasyon'da belirgin bir iyileşme sağlanıncaya kadar "sıkı parasal duruşun korunması"na karar verildi.
 
        Bir sonraki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) önceki toplantıdan yaklaşık bir buçuk ay sonra, yani 12 Haziran 2019 tarihinde gerçekleşecek.  
 
        Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 12 Haziran 2019 tarihinde yapılacak toplantı sonrasında faizleri düşürür mü? Bunu zaman gösterecek.
 
        Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının, 25 Nisan 2019 tarihinde faizleri sabit bırakması sonrasında; konut kredisi faizleri halen yüksek seviyelerde seyretmeye devam ediyor.        

        Bu nedenle; ülkemizde konut satışları düşerken, konut stoğu da gün geçtikçe hızla artıyor. Konut stoğunun artması nedeni ile konut fiyatları gerilerken, konut üreticileri tarafından yeni projelerden vazgeçiliyor ya da yeni projeler erteleniyor. Konut fiyatlarının düşmesine rağmen, faizlerin yüksek olmasından dolayı, konutlara yine de alıcı bulunamıyor.
 
        Yeni projelerin ertelenmesi ile inşaat sektörünün çarkları işlemez oluyor ve inşaat sektörünün içinde bulunan tüm kesimler bundan dolayı zor günler geçirmeye devam ediyor. Ekonomimiz üzerinde çok büyük bir paya sahip, inşaat sektörü doğal olarak ekonomimizi de olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. 
 
        Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının faizleri düşürmesi durumunda ise; döviz kurları yukarı yönlü hareketleniyor. Çünkü; ülkemize yatırım yapan yabancılar daha çok kazanmak istiyorlar. Faiz getirisi azaldığında, dövize yöneliyorlar. Döviz kurlarındaki yukarı yönlü hareket, direkt olarak inşaat maliyetlerine yansıyor ve enflasyon da yükseliyor. Bu durumda; enflasyonu aşağı çekmenin yolu, yine döviz kurlarını kontrol altına almaktan yani faiz artırmaktan geçiyor. Faizler arttığında da; ekonomimiz zarar görüyor, yatırımlar azalıyor. Bu döngü böyle sürüp gidiyor.
 
        Peki; bu kısır döngüden nasıl çıkılır? 
 
        Öncelikle ithalata dayalı ekonomik sistemden vazgeçmemiz ve yurt dışından ithal etmek yerine, yerli üreticiyi ve üretimi desteklememiz gerekiyor. Bu durumda; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası faizleri düşürme kararı aldığında; döviz kurlarındaki hareketlerden en az etkileneceğimiz sistemi işlettiğimizde, Merkez Bankasının elini oldukça rahatlatmış ve Merkez Bankasının faiz indirme tereddütlerini ortadan kaldırmış olacağız.
 
        Faizler uygun koşullara indiğinde-ki bu da ülkemiz için psikolojik sınır olan %1'in altı seviyeler- insanların konut alım gücü artacak, konut sektörü tekrar canlanacak ve ekonomimiz genelinde çarklar yeniden dönmeye başlayacaktır.
 


        Turan YOLCU
        Gayrimenkul Değerleme Uzmanı (Eksper)
 
(Not : Yazılarımızın tümüne Blog başlığından ulaşabilirsiniz.)

 
       
 
          




gayrimenkul değerleme  izmit gayrimenkul eksperi  konut değerleme  kocaeli gayrimenkul değerleme  izmit gayrimenkul değerleme  kocaeli konut değerleme  izmit konut değerleme  kocaeli konut eksperi  izmit konut eksperi  kocaeli gayrimenkul eksperi